Haydi, büyülü dünyamıza adım atalım. Masalımız şimdi başlıyor...
Bir zamanlar, çok uzak bir ülkede, küçük bir köyde, yoksul bir çoban yaşardı. Adı Ali idi. Ali, her gün koyunlarını otlatır, akşamları da kulübesine dönerdi. Hayatı çok sıkıcı ve zordu. O, hep başka yerleri görmek, yeni insanlarla tanışmak, macera yaşamak istiyordu.
Bir gün, köyün yakınındaki dağda bir ejderha görüldü. Ejderha, köylülerin hayvanlarını yiyor, ekinlerini yakıyor, evlerini yıkıyordu. Köylüler çok korkuyor ve ejderhadan kurtulmanın bir yolunu arıyorlardı.
Köyün ileri gelenleri toplandı ve bir karar aldı. Ejderhayı öldürebilecek cesur bir kişi bulacaklardı. Buldukları kişiye de büyük bir ödül vereceklerdi.
Ali, bu haberi duyunca çok heyecanlandı. Ejderhayı öldürmek istediğini söyledi. Köylüler ona güldüler ve dediler:
“Sen mi ejderhayı öldüreceksin? Sen küçük ve zayıfsın. Ejderha seni bir lokmada yutar.”
Ali aldırış etmedi ve dedi:
“Ben ejderhayı öldürebilirim. Bana bir kılıç verin yeter.”
Köylüler ona acıdılar ve eski bir kılıç verdiler. Ali, kılıcını alarak dağa doğru yola çıktı.
Dağa vardığında, ejderhanın mağarasını buldu. Mağaranın önünde ejderha uyuyordu. Ali, sessizce yaklaştı ve kılıcını ejderhanın kalbine saplamak üzereydi.
Tam o sırada, ejderha acıyla uyanarak bağırdı:
“Kim o? Beni kim öldürmek istiyor?”
Ali şaşırdı ve cevap verdi:
“Ben Ali! Senin kötülüklerine son vermek için geldim!”
Ejderha üzgün bir şekilde dedi:
“Sen beni öldürmek istiyorsun? Ben sana ne yaptım?”
Ali dedi:
“Sen köylülerin hayvanlarını yedin, ekinlerini yaktın, evlerini yıktın. Sen kötü bir yaratıksın!”
Ejderha dedi:
“Ben bunları yapmak istemedim. Ben hasta ve açtım. Ben kimseye zarar vermek istemiyorum.”
Ali merakla sordu:
“Sen nasıl hasta oldun?”
Ejderha anlattı:
“Ben ormanın en güzel yerinde yaşıyordum. Orada birçok arkadaşım vardı. Ama bir gün, ormana kötü insanlar geldi. Onlar ormanı yok ettiler. Arkadaşlarımı öldürdüler. Bana da zehirli oklar attılar. Ben kaçtım ama çok yaralandım. Buraya sığındım ama iyileşemedim.”
Ali üzüldü ve dedi:
“Senin başına gelenler çok kötüymüş. Seni iyileştirmeme izin verir misin?”
Ejderha şaşırdı ve dedi:
“Sen beni iyileştirmek mi istiyorsun? Neden?”
Ali dedi:
“Çünkü sen de canlısın. Sen de acı çekiyorsun. Sen de sevgiye ihtiyacın var.”
Ejderha dedi:
“Sen çok iyi bir çocuksun. Senin gibi arkadaşım olsun isterdim.”
Ve Ali, ejderhanın yaralarını sardı. Ejderhanın ateşi düştü. Ejderha güçlendi.
Ali dedi:
“Sen artık iyisin. Sen artık köylülere zarar vermezsin, değil mi?”
Ejderha dedi:
“Tabii ki vermem. Ben artık senin arkadaşınım. Senin köylülerin de benim arkadaşım. Onlara yardım etmek isterim.”
Ve Ali, ejderhayı köye götürdü. Köylüler ejderhayı görünce çok korktular. Ama Ali onlara dedi:
“Korkmayın! Bu ejderha artık kötü değil. O benim arkadaşım. O size yardım etmek istiyor.”
Köylüler inanmadılar ama Ali’yi dinlediler. Ejderha, köylülere hayvanlarını korudu, ekinlerini suladı, evlerini tamir etti.
Köylüler ejderhanın iyi olduğunu gördüler ve onu sevmeye başladılar.
Köyün ileri gelenleri Ali’ye dediler:
“Sen bize büyük bir iyilik yaptın! Sen ejderhayı öldürmedin, onu iyileştirdin! Seni ödüllendireceğiz!”
Ve köylüler, Ali’ye köyün en güzel kızını, en büyük evini, en zengin toprağını verdiler.
Ali çok mutlu oldu ve dedi:
“Ben hayal ettiğim macerayı yaşadım. Ben artık yoksul bir çoban değilim!”
Ve böylece Ali, köyün en saygın ve en mutlu insanı oldu.
Masalımız burada bitti.
Umarım bu sefer beğenmişsinizdir 😊
