En Güzel Hikayeler En Güzel Masal & Hikayeler Hepsi Tek Bir Sayfada

Elif’in Şarkı Ormanı’nda Gümüş Damla’yı Bulma Yolculuğu

  • Masallar
  • Eklenme Tarihi: 27 Eylül 2025
  • Güncelleme Tarihi: 11 Ekim 2025
Mobil uygulama indir
Sınırsız İngilizce Öğren! 🌟

Hem iOS hem de Android için birbirinden eğlenceli oyunlar ve büyüleyici hikayeler sizi bekliyor! Hemen keşfedin, eğlenceye katılın! 📱🎮📚

Şarkı Ormanı’nın Sırrı Elif ve Göksel Pınar Masalı
Şarkı Ormanı’nın Sırrı Elif ve Göksel Pınar Masalı - Masal Oku - Hikaye Oku

Akçameşe Köyü’ne giden yolların kenarında, rüzgârın ezbere bildiği bir ninni vardı. Bu ninni, sabahları çiçekleri uyandırır, akşamları yıldızları güldürürdü. Elif, altı yaşında, iki örgülü, meraklı bir çocuktu. O sabah büyükannesinin evinin kapısından içeri giren ilk güneş ışıklarıyla uyanıp pencereden dışarı baktı. Çimenler üzerinde parlayan çiğ damlalarının her birinde minicik gökkuşakları gördü. “Bunlar nasıl böyle renkleniyor?” diye fısıldadı. Büyükannesi gülümsedi. “Şarkı Ormanı’nda bir pınar var,” dedi. “Göksel Pınar. Onun şarkısı bütün damlalara renk verir.” Elif’in gözleri parladı. “Ormana gidebilir miyim?” Büyükannesi, “Güneş tepeye çıkmadan dönmek şartıyla,” dedi ve ona küçük bir su matarasıyla elma dilimleri verdi.
Elif, tırtıl yürüyüşlerine benzeyen taş patikayı izleyerek ormana girdi. Kuşlar çalılıklarda saklambaç oynuyor, ağaç gövdelerinden hafif bir müzik yükseliyordu. Tam o sırada, ayaklarının dibinde minik bir hışırtı oldu. Dikenlerinin arasından meraklı iki göz Elif’e baktı. “Merhaba,” dedi Elif. “Ben Elif.” Minik gözler kırpıştı. “Ben de Pıtırcık,” dedi kirpi. “Biraz dertliyim. Bize yardım eder misin?” Elif hemen çömeldi. “Ne oldu?” Pıtırcık, sinsice yaklaşan gölgelere değil, etraftaki sessizliğe kulak veriyormuş gibi durdu. “Göksel Pınar’ın Gümüş Damlası kayboldu. O şarkı söylemezse, çiğ damlaları renksiz kalır, arılar yollarını bulamaz, çiçekler üzülür. Biz hayvanlar işimize gücümüze devam ederiz ama şarkısız bir ormanda herkes biraz yalnızlaşır.”

Şarkı Ormanı’nın Sırrı Elif ve Göksel Pınar Masalı - 2

Elif’in kalbi hop etti. “Peki, onu bulabilir miyiz?” Pıtırcık, “İzini sürmeyi deneriz,” dedi. “Ama bunun için birbirimizi dinlemeyi, sabretmeyi ve birlikte hareket etmeyi bilmemiz gerek.” Elif başını salladı. “Bunları yapmayı deneriz.” İkili, ince bir patikadan ilerlemeye başladı. Yolda karınca sürüleri gördüler. Karıncalar bir ekmek kırıntısını taşımak için kuyruğa girmişlerdi. “Merhaba,” dedi Elif. “Siz çok güçlü duruyorsunuz.” Önde giden karınca, antenlerini salladı. “Ben Kora. Biz kokularla konuşur, izleri takip ederiz. Hep birlikte taşırsak, bir karınca boyu olan şey on karınca gücüyle hafifler.” Elif saymaya başladı: “Bir, iki, üç, dört…” Karıncalar gülümsedi. “İsterseniz size bir ipucu vereyim,” dedi Kora. “Dünkü rüzgâr bir cam şıngırtısı taşıdı. Şıngırtı, Zambak Düzlüğü’nden geldi. Cam, ormana ait değildir, ama bazen insanlar unutur.” Elif, “Teşekkür ederiz,” dedi. Karıncalar, “Çevreyi temiz tutmak bizim de işimiz,” diye ekledi. Birkaç küçük kâğıt parçasını birlikte toplayıp yol kenarındaki bir dala astılar ki geri dönen biri görüp alsın.
Patika ilerledikçe, gökyüzü ağaçların dalları arasında küçük mavi karelere bölünüyor, kuşlar bu karelerin kenarlarında hoplayıp duruyordu. Bir dere kenarına vardıklarında, taşların üzerinde sakince ilerleyen bir kaplumbağa gördüler. “Günaydın,” dedi kaplumbağa, yumuşak bir sesle. “Ben Tısır. Nereye böyle telaşla?” Elif, “Göksel Pınar’ın Gümüş Damlasını arıyoruz,” diye yanıtladı. Tısır başını salladı. “Sabırlı olun. En sağlam adım, düşünülmüş olandır. Ben evimi sırtımda taşırım. Ağırdır, ama güvenlidir. Siz de bir taşın üstünden diğerine yavaşça geçin. Suyun sesini dinleyin.” Elif ve Pıtırcık, Tısır’ın gösterdiği gibi suyun üstündeki taşlara basarak dikkatle karşıya geçti. Tısır, “Unutmayın,” dedi, “yavaş olmak bazen daha hızlıdır, çünkü düşmezsiniz.”

Şarkı Ormanı’nın Sırrı Elif ve Göksel Pınar Masalı - 3

Karşı kıyıda, su bitkilerinin arasından “vırrak” diye bir ses yükseldi. Suya yeşil bir gölge düşüp tekrar çıktı. “Zıpzıp benim adım,” dedi kurbağa. “Neyi arıyorsunuz biliyorum. Dünkü rüzgâr, bir cam kavanozun ağzını açık bırakmış, bir damla da onun içine saklanmış. Göksel Pınar’dan uzakta ağlamaklı duruyor şimdi.” Elif, “Peki, kavanoz nerede?” diye sordu. Zıpzıp gözlerini kocaman açtı. “Zambak Düzlüğü’nde. Ama oraya gitmek için, önce çiçek yollarını bilmeniz gerek.” O sırada karnı sarı, sırtı çizgili bir arı vızıldayarak yanlarına kondu. “Ben Melis,” dedi. “Çiçek yollarını ben bilirim. Çünkü arılar, çiçeklerin tozunu taşır, yeni çiçeklerin büyümesine yardımcı olur. Bu bir oyun gibi, ama çok önemli. Siz de ister misiniz? Kır çiçekleri bize minnettar olur.” Elif, “Elbette,” dedi. Melis, “O halde mor çiçeklerden başlayalım. Morlar bal açısından zengin olur. Onları takip ederseniz düzlüğe varırsınız.”
Yol boyunca, mavi, mor, sarı çiçekleri takip ettiler. Melis, “Arılar dans ederek birbirlerine yol gösterir,” diye anlattı. “Güneş neredeyse, çiçekler neredeyse, biz de oraya varırız.” Elif dikkatle dinledi. Dinledikçe, rüzgârın harf harf bir hikâye yazdığını fark etti. Hikâyenin ortasında, bir anda gövdeleri oyulmuş bir meşe ağacından tak tuk sesleri geldi. “Kim o?” diye seslendi Elif. Cevap, gagasıyla bir ritim tutan sarı başlı bir ağaçkakandan geldi. “Ben Takur. Ağacın içindeki kurtçukları çıkarırken böyle vururum. Bu ses ağacı incitmez, onu korur.” Elif ilgiyle izledi. Takur, “Yolunuzda bir köprü var,” dedi. “Ama tahta gevşek. Sıkılaştırdım. Cesareti yetmeyen geçemez. Siz geçersiniz, çünkü aklınızla yüreğinizi birlikte taşıyorsunuz.”

Şarkı Ormanı’nın Sırrı Elif ve Göksel Pınar Masalı - 4

Köprüden geçerken Elif ve Pıtırcık, birlikte saydıkları adımlarla dengede kaldılar. Karşıda, bir açıklıkta, beyaz zambakların delicesine koktuğu Zambak Düzlüğü görünüyordu. Düzlüğün ortasında, güneş ışığını sevdiği için parıldayan bir cam kavanoz duruyordu. Kavanozun içinde, küçük bir damla gümüş gibi yanıp sönüyor, sanki “buradayım!” diye göz kırpıyordu. Elif kavanozun kapağını çevirdi ama zorlandı kapak sıkışmıştı. Pıtırcık, “Benim dişlerimle deneyeyim,” dedi. Kapağın kenarına minik minik dokundu, ama yeterli olmadı. O anda, çalıların arasından bir sincap fırtına gibi çıktı. “Ben Fındık,” dedi, kuyruğunu keyifle savurarak. “Dişlerim serttir. Ama önce bir söz verelim: Bulduğum cevizleri paylaşırım, siz de bulduğunuz güzellikleri.” Elif gülümsedi. “Söz.” Fındık kapağın etrafındaki iple bağlanmış bir düğümü kemirdi, düğüm çözüldü. Kapağı açmak kolaylaştı. Elif dikkatle çevirdi, Zıpzıp içerideki damlanın üstüne sıçrayıp onu ıslak tutmaya çalıştı. “Su, suyla güvende olur,” dedi.
Tam kavanozu kaldırmışlardı ki, bir kenarda parlak bir limonata şişesi, bir plastik poşet ve iki kâğıt parçası gördüler. Melis, “İnsanlar bazen piknik yapar ve aceleyle giderken çöplerini unutur,” dedi. Elif, “Bunları böyle bırakmayalım,” deyip etrafa bakındı. Bir ağaç kovuğuna daha önce bırakılmış üç renkli torba vardı: mavi, sarı ve yeşil. Takur açıkladı: “Mavi kâğıtlar için, sarı plastikler için, yeşil cam için. Biz hayvanlar da öğrendik. Çünkü orman hepimizin evi.” Elif birlikte çöpleri ayıkladı, torbalara yerleştirdi. “Bence herkesin işine yarayan işler büyüktür,” dedi. Pıtırcık başını salladı. “Haklısın.”

Şarkı Ormanı’nın Sırrı Elif ve Göksel Pınar Masalı - 5

Göksel Pınar’a giden yol, güneşin mevsimi anlatan sıcak taşlarla doluydu. Dallar arasından bir baykuş kanat çırparak indi. Gündüz vakti baykuş görmek Elif’i şaşırttı. “Ben Uluç,” dedi baykuş. “Gece iyi görürüm, gündüz de sessizliği duyarım. Bu Gümüş Damla, gökkuşağının ilk notasını taşır. Şimdi onu pınara geri götürürseniz, notalar tekrar sıraya girecek.” Elif, “Gece olmak biraz korkutucu,” diye mırıldandı. Uluç göz kırptı. “Karanlık, görülecek şeylerin değiştirir. Korkulacak değil, merak edilecek bir hikâyedir. Tüm sesleri dinlersen, hangi sesin dost, hangisinin rüzgâr olduğunu anlarsın.” Elif derin bir nefes aldı. Geceye de gündüze de dost olmayı aklında tuttu.
Pınara yaklaştıklarında, nazlı bir fısıltı duydular. Pınarın kenarındaki yosunlar kurumuş gibi duruyordu. Su, ince bir çizgi halinde akıyor, ağaçların gövdeleri suskun bekliyordu. Elif, Gümüş Damla’yı iki eliyle taşıdı Zıpzıp onu sürekli ıslak tutuyor, Melis etrafında minik daireler çiziyordu. Pıtırcık önlerinde yürüyor, dikenlerini hiç kimseye batırmadan yolu açıyordu. Sonunda pınarın kalp gibi atan gözünü buldular: küçük bir oyuk, suyun en berrak olduğu nokta. Uluç, “Şimdi damla yerine dönerken herkes bir şey söylesin,” dedi. “Ormanın Şarkısı birleşsin.” Kora uzaktan antenlerini kaldırıp “Birlikteysek güçlüyüz,” diye fısıldadı. Tısır, “Sabır güven verir,” dedi. Melis, “Çiçekler bize emanet,” diye vızıldadı. Takur, “Emek ritim ister,” diye tak tuk sesler çıkardı. Fındık, “Paylaşmak çoğaltır,” diye mırıldandı. Zıpzıp, “Su hayattır,” diye şapırdattı. Uluç, “Karanlık ve aydınlık kardeştir,” diye hohladı. Elif de “Merak öğrenmenin yoludur,” dedi ve Gümüş Damla’yı pınarın kalbine bıraktı.

Şarkı Ormanı’nın Sırrı Elif ve Göksel Pınar Masalı - 6

Bir anda, pınarın suyu bir şarkı söylemeye başladı. Önce çok ince bir ıslık, sonra sazların rüzgârla konuşması, ardından toprağın derinden gelen “hoop” sesi… Gökyüzünde bulutların dikişleri renklenmeye başladı. Yağmur, bir hikâye anlatır gibi yumuşak yumuşak yağdı damlaların her birinde bir minik gökkuşağı dönüyordu. Çiçekler başlarını kaldırdı, arılar dans etti, karıncalar antenleriyle ritim tuttu. Ağaçkakanın vurduğu her tokmak sesi gökkuşağının başka bir rengine dönüşüyordu. Göksel Pınar, şarkısını geri almıştı. Orman derin bir nefes verdi, sanki çok uzun zamandır tutuyormuş gibi.
Elif, mutluluktan ellerini çırptı. Pıtırcık sevinçle dönüp durdu dikenleri güneşte minik minik parladı. “Şarkımız döndü,” dedi. Uluç, “İnsanlar bazen bilmeden alır, ama bilerek geri verirlerse daha çok öğrenirler,” diye ekledi. Elif başını salladı. “Büyükanneme her şeyi anlatacağım. Ormana geldiğimde, sessiz adımlarla, dikkatli gözlerle, yardım eden ellerle gelmem gerektiğini öğrendim.” Melis, “Ve çöpleri hep yerine,” dedi. Elif güldü. “Evet, çöpleri hep yerine.”

Şarkı Ormanı’nın Sırrı Elif ve Göksel Pınar Masalı - 7

Dönüş yolunda, pınarın kıyısındaki küçük balık, Pulluk, suyun yüzeyine çıktı. “Solungaçlarımızla suda nefes alırız,” dedi. “Bizi sudan çıkarırsanız nefes alamayız. Yuvamız su.” Elif ciddi ciddi dinledi. “O zaman ben de gölde taş atarken dikkatli olurum. Sizleri rahatsız etmem.” Pulluk, “Teşekkür ederim,” diye mırıldandı. Orman, yağmurun yıkadığı taze kokusuyla pırıl pırıldı. Yolda yine köprüden geçtiler Takur köprünün sağlamlığını kontrol etti. Kora ve arkadaşları küçük kâğıt parçalarını toplamayı bitirmişti, mavi torbaya koyuyorlardı. Fındık, bir fındık kırıp yarısını Pıtırcık’la paylaştı. “Sözümüzü tutuyoruz,” dedi. Tısır ağır ağır yanlarından geçti, “Her işin bir zamanı var,” diye fısıldadı.
Elif köyün sınırına geldiğinde güneş tepedeydi. Büyükannesi kapıda onu bekliyordu. “Ormanın sesi daha mı neşeli geldi bana?” diye sordu. Elif gülümsedi, kollarını büyükannesinin beline doladı. “Evet. Çünkü Şarkı Ormanı’nın şarkısı geri geldi.” Sonra hikâyeyi tek tek anlattı: Pıtırcık’ı, Kora’yı, Tısır’ı, Zıpzıp’ı, Melis’i, Takur’u, Fındık’ı, Uluç’u ve Pulluk’u… Büyükannesi dinlerken gözleri parladı. “Demek ki,” dedi, “doğa ile dost olmanın yolu merak etmekten, dinlemekten, paylaşmaktan ve sabretmekten geçiyor.” Elif, “Bir de çöp bırakmamaktan,” diye ekledi. Birlikte kahkahalar attılar.

Şarkı Ormanı’nın Sırrı Elif ve Göksel Pınar Masalı - 8

Akşam olunca, gökyüzü portakal, pembe ve mor renklere boyandı. Elif yatağına uzandı, pencerenin kenarından gelen serin rüzgâr yanaklarını okşadı. Dışarıda cırcır böcekleri ince bir keman gibi çalıyordu. O sırada, penceresinin pervazına minik bir gölge kondu. Pıtırcık’tı. “Sana bir hediye getirdim,” dedi. Dişleriyle taşıdığı minik bir kozalak bıraktı. “Bu, ormanın sana teşekkür hediyesi. İçinde tohumlar var. Dilersen, bahçeye ekip büyümesini izlersin. Ağaçlar büyürken sabrı öğretir. Dallarını uzatırken paylaşmayı, yapraklarını dökerken yeniden başlamayı.” Elif kozalığı iki eliyle aldı. “Söz veriyorum,” dedi. “Onu dikeceğim, su vereceğim, büyüdüğünü izleyeceğim.”
Pıtırcık, “Ayrıca unutmadan,” dedi, “orman sana bir şarkı öğretti. Hatırlıyor musun?” Elif gözlerini kapadı ve yavaşça fısıldadı: “Birlikteysek güçlüyüz, sabır güven verir. Çiçekler bize emanet, emek ritim ister. Paylaşmak çoğaltır, su hayattır. Karanlık ve aydınlık kardeştir. Merak öğrenmenin yoludur.” Her cümlede, kalbinde sıcak bir kıvılcım hissetti. Pıtırcık gülümsedi. “İşte Orman Sözü. Ne zaman unutacak gibi olursan, bir ağacın gölgesine otur, rüzgârın ninnisini dinle.”

Şarkı Ormanı’nın Sırrı Elif ve Göksel Pınar Masalı - 9

Gece, çok eskiden kalma bir masal gibi sessiz ve dostça indi. Göksel Pınar’ın şarkısı, bulutların arasından geçip yıldızların ucuna değdi. O günden sonra Elif, her ormana gittiğinde ayak izlerini hafif bıraktı. Gördüğü her canlıya adını sordu, her çiçeğin üstünde arı olup dans etti, her dere kıyısında kurbağa olup zıpladı, her taşın üstünde kaplumbağa olup bekledi. Köydeki çocuklara da Zambak Düzlüğü’nde buldukları kavanozu anlattı ve “Doğanın olanı doğal yerine,” dedi. Hep birlikte okulun bahçesine mavi, sarı ve yeşil kutular koydular. Rüzgâr bazen kapılarını çalıyor, “Şarkımızı hatırlayın,” diyordu. Onlar da gülerek hatırlıyordu.
Ve şarkı sürdükçe, çiğ damlaları yine minik gökkuşaklarını taşıdı. Arılar güvenle uçtu, karıncalar güçlü kaldı, ağaçlar ritmine kavuştu. Elif’in ektiği kozalaktan zamanla ufacık bir fidan çıktı. Fidan büyürken, Elif de büyüdü. Ama ne büyürse büyüsün, kalbinde hep o günkü şarkı kaldı. Çünkü bazı şarkılar, bir kez duyulunca, insanın içinden hiç eksilmez. Orman da, gökyüzü de, Gümüş Damla da bunu biliyordu. Ve herkes biliyordu ki en güzel masallar, merak eden bir çocukla, konuşan hayvanların dostluğundan doğardı.

Şarkı Ormanı’nın Sırrı Elif ve Göksel Pınar Masalı - 10

İşte böylece, Şarkı Ormanı’nda her şey yerine döndü, herkes mutlulukla günlerini paylaştı. Elif ve arkadaşları, doğayı korudukça, doğa da onlara renklerini, kokularını ve şarkılarını cömertçe sundu. Masal, bir gökkuşağı gibi gökyüzünde kocaman bir gülümsemeye dönüştü ve o gülümseme hiç silinmedi. Çünkü mutlu sonlar, aslında güzel başlangıçların başka bir adıdır.

Mobil uygulama indir
Ücretsiz Store'da Sınırsız Eğlence! 🌟

Hem iOS hem de Android için birbirinden eğlenceli oyunlar ve büyüleyici masallar sizi bekliyor! Hemen keşfedin, eğlenceye katılın! 📱🎮📚