Bir zamanlar güzel bir köyde, Keloğlan adında bir çocuk yaşarmış. Keloğlan, neşeli ve zeki bir çocuktu. Arkadaşlarıyla birlikte oyunlar oynamayı çok severdi. Bir gün, köyde bir panayır kurulduğunu duydu. Çok heyecanlandı ve hemen annesine gidip izin istedi.
Annesi, "Tabii ki gidebilirsin, ancak şunu unutma, yabancıların seni kandırmasına izin verme" dedi. Keloğlan, annesine söz verdi ve panayıra doğru yola çıktı.
Panayır alanına geldiğinde, bir ayakkabı satıcısı dikkatini çekti. Daha yakından bakmak için satıcıya yaklaştı. Satıcı, Keloğlan'ın dikkatini çekmek için sihirli bir ayakkabı çıkardı ve "Bu ayakkabıları giyen istediği yere uçabilir!" dedi.
Keloğlan, çok mutlu oldu ve hemen ayakkabıları denemek istedi. Satıcı, ayakkabıları giydirdi ve Keloğlan havada süzülmeye başladı. Herkes şaşkınlık içinde Keloğlan'ı izliyordu. Keloğlan, kendini uçarken bulunca çok heyecanlandı. Ama hızla uçtuğu için nereye gittiğini gözden kaçırdı.
Uzun bir süre uçtuktan sonra, Keloğlan kendini sarayın bahçesinde buldu. Bahçede dolaşırken prenses ile karşılaştı. Prenses, Keloğlan'a yardım etmek istedi ve onu saraya davet etti. Keloğlan, sevinçle prensesin davetini kabul etti.
Sarayda zaman geçirirken, Keloğlan prenses ile çok iyi anlaştı. İkisi birbirlerine aşık oldular. Ancak Keloğlan, ayakkabılarını çıkartıp normal bir çocuk gibi yaşamak istediğini söyledi.
Prenses, Keloğlan'ın isteğini anladı ve ona yardım etti. Birlikte sarayın bahçesine doğru gittiler ve ayakkabıları oraya gömdüler. Keloğlan, artık normal bir çocuk gibi yaşayabileceği için çok mutlu oldu.
Keloğlan, prensesin de yanına alarak köyüne döndü. Köyde büyük bir şenlik düzenlendi ve herkes Keloğlan'ı karşılamaya geldi. Keloğlan, arkadaşlarıyla oyun oynamaya devam etti ve mutlu bir şekilde yaşadı.
Ve işte, Keloğlan'ın maceraları böyle son buldu. Herkes, Keloğlan'ın cesaretini ve yardımseverliğini konuştu. Keloğlan, her zaman kalplerde ve hikayelerde yaşamaya devam etti.
Arkadaşlarınla Paylaş