Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarlarda bir köy varmış. Bu köyde yaşayan insanlar mutlu ve huzurluymuş. Köyün yeşil tepelerinde çiçekler açar, ağaçlar meyve verir, kuşlar cıvıl cıvıl ötermiş. Bu köyde, ailesiyle birlikte yaşayan küçük bir çocuk varmış. Adı Ali'ymiş.
Ali, altı yaşında sevimli ve meraklı bir çocukmuş. Annesi Ayşe Hanım, babası Mehmet Bey ve küçük kız kardeşi Elif ile birlikte yaşarmış. Ali'nin ailesi, ona her zaman iyi kalpli, yardımsever ve çalışkan olmayı öğretirmiş. Ayşe Hanım, Ali'ye ve Elif'e her gece uyumadan önce güzel masallar anlatırmış.
Bir gün, Ali okuldan eve dönerken arkadaşlarıyla oyun oynamak için ormana gitmiş. Ormanda koşarken birden ayağı kaymış ve yere düşmüş. Ali, canı yanmasına rağmen cesurca kalkmış ve etrafına bakmış. O sırada, parlak mavi kanatları olan küçük bir kuşun dalda oturduğunu görmüş. Kuş, Ali'ye bakarak cıvıldamış ve konuşmuş: "Merhaba, küçük çocuk! Neden üzgünsün?"
Ali, şaşkınlıkla kuşa bakmış ve "Ayağım kaydı, düştüm ve canım yandı. Ama iyiyim," demiş.
Kuş, kanatlarını çırparak Ali'ye yaklaşmış. "Benim adım Zümrüt. Bu ormanın koruyucusuyum. Senin iyi bir çocuk olduğunu duydum. Sana yardım edebilirim," demiş.
Ali, Zümrüt'ün teklifine teşekkür etmiş ve "Teşekkür ederim, Zümrüt. Ama annem ve babam bana her zaman kendi başıma ayağa kalkmayı öğretir. Yine de seninle tanışmak çok güzel," demiş.
Zümrüt, Ali'nin cesaretinden ve olgunluğundan etkilenmiş. "Peki, Ali. Eğer yardıma ihtiyacın olursa, sadece ismimi söylemen yeterli. Ben her zaman burada olacağım," demiş ve kanatlarını çırparak uçmuş.
Ali, eve döndüğünde annesine ve babasına ormanda karşılaştığı Zümrüt kuşunu anlatmış. Annesi ve babası Ali'yi dikkatle dinlemiş ve ona her zaman doğayla ve hayvanlarla iyi ilişkiler kurmasını söylemişler.
Günler geçmiş, aylar geçmiş. Bir gün, köyde büyük bir festival düzenlenecekmiş. Bu festivalde herkes yeteneklerini sergileyip eğlenecekmiş. Ali de festivale katılmak için çok heyecanlıymış ama hangi yeteneğini sergileyeceğini bilemiyormuş.
Annesi, "Ali, sen çok güzel hikayeler anlatırsın. Neden kendi yazdığın bir masalı anlatmıyorsun?" demiş.
Ali, annesinin fikrini çok beğenmiş ve hemen çalışmaya başlamış. Kendi yazdığı masalı festivale hazırlamak için çok çaba sarf etmiş. Ali'nin hikayesi, yardımseverlik, cesaret ve arkadaşlık üzerineymiş. Hikayesinde, ormandaki hayvanların dostluk ve yardımlaşma ile nasıl zorlukların üstesinden geldiklerini anlatıyormuş.
Festival günü gelip çatmış. Köy meydanı renkli süslemelerle doluymuş ve herkes çok mutluymuş. Ali, sahneye çıkmadan önce biraz heyecanlıymış ama ailesinin desteğiyle cesaretini toplamış. Annesi Ayşe Hanım, "Ali, biz sana güveniyoruz. Hikayeni tüm kalbinle anlat, biz de seni gururla izleyeceğiz," demiş.
Ali, sahneye çıkmış ve derin bir nefes alarak hikayesini anlatmaya başlamış. Ormanda yaşayan hayvanların dostluklarını ve birbirlerine nasıl yardım ettiklerini anlatırken, herkesin dikkatini çekmiş. Küçük çocuklar, büyükler, herkes Ali'nin anlattığı hikayeye hayran kalmış.
Ali'nin hikayesi bittiğinde, köy halkı büyük bir alkışla onu kutlamış. Ali, sahneden inip ailesine sarılmış. Babası Mehmet Bey, "Ali, seninle gurur duyuyoruz. Hikayen çok etkileyiciydi ve herkes çok beğendi," demiş.
O gece, Ali uyumadan önce annesi Ayşe Hanım ona yeni bir masal anlatmış. Masalın sonunda annesi, "Ali, senin de hikayen bir gün çocuklara anlatılacak ve onlar da senin gibi cesur ve yardımsever olmayı öğrenecek," demiş.
Ali, annesinin sözlerinden çok mutlu olmuş ve gözlerini kapatarak derin bir uykuya dalmış. O günden sonra, Ali köyde herkesin sevgisini kazanmış ve büyüdüğünde de yardımsever, çalışkan ve cesur bir insan olarak tanınmış.
Ali'nin hikayesi, köyde nesilden nesile anlatılmış ve her zaman çocuklara ilham vermiş. Ali, büyüdüğünde de çocuklara hikayeler anlatmaya devam etmiş ve onların da iyilik, cesaret ve dostluk gibi değerleri öğrenmelerine yardımcı olmuş.
Ve böylece, Ali ve ailesi mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmüşler. Ali'nin hikayesi, köyde her zaman hatırlanmış ve tüm çocuklara güzel bir örnek olmuş.
Sonuç olarak, bu güzel köyde yaşayan herkes, Ali'nin hikayesinden ilham alarak yardımlaşmanın, cesaretin ve sevginin ne kadar önemli olduğunu öğrenmiş. Köydeki çocuklar da Ali gibi yardımsever ve cesur olmayı hayal etmişler.
Ve masal burada mutlu bir şekilde son bulmuş.
Son.
