

Sarı Prenses Masalın Şifresini Nasıl Çözebiliriz?
Bir varmış bir yokmuş, yemyeşil ormanlarla çevrili, altın sarısı güneşin gülümsediği bir krallık varmış. Bu krallığın en sevilen sakini Sarı Prenses’müş. Sarı Prenses, adını parıldayan sarı elbisesinden ve güneşten farksız saç renginden alırmış. Bir sabah krallığın posta güvercini, prenses için gizemli bir mektup getirmiş. Mektubun üzerinde rengârenk çizimler, tuhaf semboller ve sayılar varmış. Bunu gören herkes meraklanmış ama ne anlama geldiklerini kimse çözememiş. Sarı Prenses, “Bu şifreyi mutlaka çözmeliyim!” diye seslenmiş.

Sarı Prenses’in en yakın arkadaşları Kedi Mina, Tavşan Pofuduk ve Robot Pıpır hemen yanına koşmuş. Mina, “Belki bu semboller bir resimden başka bir şeyi anlatıyordur?” demiş. Pofuduk şaşkın gözlerle sayıları inceleyip, “Bunlar 1’den 10’a kadar sayılar değil mi? Hadi birlikte sayalım!” demiş. Pıpır ise küçük dev bir hazine sandığı gibi “Ben sembolleri tarayabilirim, harfleri, resimleri eşleştirebilirim!” diye sevinçle cıvıldamış. Hepsi, “Birlikte başarırız!” diye söz vermiş.
Önce Sarı Prenses mektuptaki sembolleri dikkatlice incelemiş. Sembolün bir tanesi elma, bir tanesi güneş, bir diğeri kelebekmiş. Arkalarında sayılar varmış. Prinses, “Elma yanındaki 3 sayısı ne demek? Belki üçüncü harfe işaret ediyor?” diye düşünmüş. Mina hemen elma kelimesini harf harf okumaya başlamış. “E L M A. Üçüncü harf M!” demiş. Prenses, “Güneş kelimesinin beşinci harfi yok ama kelebek yedi harfli! Yani oradan yedi harfi alalım,” diye eklemiş. Böylece bir ipucu daha elde etmişler.

Sarı Prenses, “Ya renkler? Görseldeki semboller farklı renklerde: kırmızı elma, sarı güneş, mavi kelebek…” demiş. Pofuduk da “Aslında renkler temel renklerle ilgili büyük bir sır saklıyor olabilir!” diye eklemiş. Hemen bir renk çarkı bulmuşlar: kırmızı, sarı, mavi temel renkler bunları karıştırınca turuncu, yeşil, mor renklere ulaşılmış. Prenses çok heyecanlanmış, çünkü mektupta bazı sembollerde yanına küçük renk noktaları çizilmiş: mesela elmanın yanında bir turuncu nokta. “Demek elmayı kırmızıyla sarıyı karıştırınca turuncu elde ettik bu noktada turuncu harfi kullanacağız!” diye düşünmüş.
Dört arkadaş, buldukları ilk ipucunu bir yere not etmişler. Şimdi sıra ikinci ipucundaymış: mektupta sıralı üç kutucuk, içinde 2 4 6 sayıları varmış. “Bu sayılar çift sayılar,” demiş Mina. “Çift sayıları sadeleştirelim, 2, 4, 6. Belki alfabe tablosundaki harfler…” Şöyle bir alfabe tablosu çizmişler: A’dan Z’ye kadar harfler numaralanmış. 2’nci B, 4’üncü D, 6’ncı F. Şimdi ellerinde M (elmadan), F (kelebekten), B (güneşten) harfleri varmış. Prenses tek tek heceleyince “MFB” kabataslak bir şey gibi gözükmüş. Ama Pıpır, “Bir de tersinden okumayı deneyelim!” demiş. “B F M… Belki ‘Bifem’ yerine ‘Bizim’ kelimesine uzaktır?” demiş.

Arkadaşlar biraz kafa yorunca Pofuduk, “Belki de harflerin yerini değiştirmemiz gerekiyor,” demiş. “Elma bulunduğunda alfabenin başıyla, kelebek sonunda olsun!” deyince listelerini tersten okumaya başlamışlar. Böylece harfler F, D, B elde edilmiş. “Fdb” yine anlamlı bir kelimeye benzemiyormuş. Prenses biraz üzülmüş ama sonra “Sakin olalım, adım adım gitmeliyiz,” demiş.
Sonra minik bir taşıyıcı hayvan gelip mektuptaki sembollerin arasına saklanmış birkaç minik nokta bırakmış. Prenses, “Bu noktalar ipucunun kırılgan olduğunu, sabırla bakmamız gerektiğini söyleyen mühim işaretler!” diye bağırmış. Mina ise çakıl taşlarıyla yerde ufak bir resim çizerek şifreli işaretleri canlandırmak istemiş. Birer renkli taş kullanmışlar: kırmızı, sarı, mavi. Sonra her sembolü temsil eden rengi bulup taş yığınına eklemişler.

Robot Pıpır, “Bulduğumuz taş dizilimini sayalım,” demiş ve taşları 1’den 10’a kadar numaralamış. “Şimdi her sembolle aynı renkteki taşın numarasını alalım!” deyince bir liste çıkmış ortaya: 5, 2, 8, 7, 1… Hepsini yan yana koymuşlar: 52871. “Bu bir telefon numarası mı?” diye sormuş Pofuduk ama bu sefer herkes gülmüş. “Hayır ama belki bir kitabın sayfa numarası ve satır numarasına işaret ediyor!” demiş Mina.
Hepsi saray kütüphanesine gitmeye karar vermiş. Krallığın en büyük kütüphanesinde devasa kitaplar, tozlu raflar ve sır dolu kâtipler varmış. Sarı Prenses, sessizce kütüphanecinin yanına yaklaşmış ve “52871 numaralı kitabı okuyabilir miyiz?” demiş. Kütüphaneci ise şaşkın şaşkın gülümsemiş, “Ne yazık ki o kadar çok kitap var ki numaralandırma 1’den fazla, ama belki 528. kitabı bulup içindeki 71. satıra bakabilirsiniz,” demiş.

En güzel masal kitaplarının bulunduğu raftan 528. kitabı almışlar. Kitabın adı “Görevler ve Sırlar”mış. Parmaklarıyla dikkatlice sayfa çevirmişler ve 71. satıra gelmişler. Satırda şöyle yazıyormuş: “Gerçek şifre, kalp kalbe yönelince açılır. Yardımlaşma ve sevgi her kilidi açan anahtardır.” Sarı Prenses ve arkadaşları bu satırı okuduklarında sevinçten hoplamışlar. “Demek tüm bulmacanın sırrı birlikte çalışmak ve sevgiymiş!” diye bağırmış Mina.

O anda mektupta eksik kalan en küçük sembol de canlanmış: kalp şekli. Kalp hem kırmızıymış hem de sembolün etrafında pembe bir ışık belirmiş. Prenses, “Kalp, bizi bir arada tutan sevgi ve dostluk demekmiş,” diye gülmüş. Hep birlikte el ele tutuşup “Dostluk Şifresi” diye bağırmışlar. O anda krallığın gökyüzü altın sarı olup bulutlarla dans etmeye başlamış, tüm ağaçlar çiçek açmış.

Sarı Prenses, mektubu ve kitabı taç odasına götürmüş. Kral ve kraliçe büyük bir şaşkınlıkla onlara bakarken, prenses çözümü anlatmış. “Gizli mesaj: Sevgi, paylaşmak ve birlikte çalışmak her kapıyı açar,” demiş. Kral da gülümseyerek, “Çok zekice ve çok güzel!” demiş. Kraliçe ise minik prensesi sarılmış, “Sen gerçek bir lider oldun!” demiş.

O günden sonra Sarı Prenses, arkadaşlarıyla bütün krallığı dolaşarak okullarda, parklarda ve piknik alanlarında bulmacalar hazırlamış. Çocuklara harfleri, renkleri, sayıları öğretmiş birlikte hareket etmenin ne kadar önemli olduğunu göstermiş. Herkes gülmüş, oynamış, öğrenmiş. Krallığın çocukları her gün yeni bir macera bekler olmuş.

Masalın sonunda Sarı Prenses, parlak sarı atıyla birlikte gökyüzünde yedi renkli bir gökkuşağı çizmiş. Arkadaşları Mina, Pofuduk ve Pıpır da atın ardında neşeyle zıplamış. Güneş, onların neşeli gülüşlerini aydınlatırken, masal diyarına sevgi ve dayanışma tohumları serpilmiş. Ve böylece herkes bir daha asla yalnız kalmamış, çünkü en büyük şifre: kalpten kalbe uzanan dostlukmuş. Hep birlikte mutlu mesut yaşamışlar. Gökkuşağının ötesinde yeni maceralar için sabırsızlanarak… SON.

Arkadaşlarınla Paylaş