En Güzel Hikayeler En Güzel Masal & Hikayeler Hepsi Tek Bir Sayfada

Prens Mavi’nin Renk Irmağı’nı Kurtarma Öyküsü

  • Masallar
  • Eklenme Tarihi: 12 Ağustos 2025
  • Güncelleme Tarihi: 12 Ağustos 2025
Mobil uygulama indir
Sınırsız İngilizce Öğren! 🌟

Hem iOS hem de Android için birbirinden eğlenceli oyunlar ve büyüleyici hikayeler sizi bekliyor! Hemen keşfedin, eğlenceye katılın! 📱🎮📚

Prens Mavi ve Renk Irmağı Merak Cesaret ve Birlik Masalı
Prens Mavi ve Renk Irmağı Merak Cesaret ve Birlik Masalı - Masal Oku - Hikaye Oku

Uzak bir ülkede, küçük bir tepenin üzerinde beyaz taşlardan yapılmış bir şato vardı. Bu şatoda yaşayan Prens Mavi’nin tacı küçüktü ama merakı büyüktü. O, her sabah penceresini açar, “Bugün yeni ne öğrenebilirim?” diye sorardı. Şatonun kütüphanesindeki kitaplara, bahçedeki çiçeklere, hatta mutfakta mırıldanan çaydanlığa bile sorular sorardı. En yakın arkadaşı, sırtında minik dikenleri, yüreğinde kocaman cesareti olan bir kirpiydi. Adı Pıtır’dı. Pıtır, Prens Mavi’nin cebinde taşımayı sevdiği küçük bir not defterinin sayfalarını tıkırtıyla çevirir, not almaya bayılırdı.
Ülkenin en güzel yanı, Renk Irmağı’ydı. Bu ırmak, sanki gökkuşağıyla boyanmıştı. Her mevsim başka başka tonlar taşır, tarlalara, evlere, çocukların uçurtmalarına renk serperdi. Her yıl “Renk Günü” yapılır, insanlar ırmağın kıyısında dans eder, fırıncı Süreyya renkli çörekler yapar, bahçıvan Sema gökkuşağı gibi çiçekler dizerdi. Prens Mavi, Renk Irmağı’nı seyretmeyi çok severdi. “Renkler nereden gelir?” diye sorar, cevap arardı.
Bir sabah, garip bir şey oldu. Prens Mavi pencereyi açtı, “Günaydın!” dedi ama sanki gün hafifçe esnedi. Çiçeklerin renkleri solmuştu kırmızılar pembeleşmiş, maviler bulut gibi donuklaşmıştı. Köyün duvarlarındaki resimler griye dönmüş, uçurtmaları tutan çocuklar şaşkın şaşkın birbirlerine bakmıştı. Renk Irmağı’na koşan Prens Mavi, suyun yüzeyinin sanki uykulu bir cam gibi olduğunu gördü.

Prens Mavi ve Renk Irmağı Merak Cesaret ve Birlik Masalı - 2

“Pıtır,” dedi Prens Mavi, “bir şey oldu. Renkler saklanmış.” Pıtır, küçük burnunu suya yaklaştırdı. “Hımm,” diye mırıldandı, “su ağır ve sessiz.”
O sırada usta saatçi Lale Hanım yanlarına geldi. “Prensim,” dedi, “ırmağın sesi bugün tiktak etmiyor, sanki bir yerde tıkanmış.” Bahçıvan Sema da elinde bir dalıyla başını salladı. “Çiçeklerim susadı. Renkler, suyla dans edemiyor.”
Prens Mavi derin bir nefes aldı. “O zaman kaynağa gideceğim. Renklerin nerede saklandığını bulacağız.” Kral ve Kraliçe ona güvenle baktılar. “Yalnız gitme,” dediler. “Yol arkadaşların, aklın ve dikkatli gözlerin olsun.” Prens Mavi, “Söz,” dedi.

Prens Mavi ve Renk Irmağı Merak Cesaret ve Birlik Masalı - 3

Soru Çantası’nı sırtına geçirdi. Çantasında bir büyüteç, küçük bir pusula, kırmızı bir iple sarılmış ince bir ip, bir elma, not defteri ve bir kurşun kalem vardı. Pıtır, “Hazırım!” diye cıvıldadı. Kütüphaneci Rauf Dede, raflardan bir harita çıkarıp uzattı. “Bu harita, ağaçların fısıltılı yollarını gösterir. Unutma, yoldan çıkarsan, üç derin nefes al, etrafına bak ve sor: Ne oldu? Neye ihtiyacım var? Nasıl yardım isteyebilirim?” Prens Mavi, “Üç Soru Kuralı,” diye mırıldandı. “Aklımda.”
Yola çıktılar. İlk durakları, tepenin arka yamacındaki toprak yoldu. Orada, kabuğu yosun tutmuş ağırbaşlı bir kaplumbağa güneşleniyordu. “Merhaba,” dedi Prens Mavi. “Ben Mavi. Renk Irmağı sustu. Kaynağına gidiyoruz.”
Kaplumbağa başını kaldırdı. “Benim adım Umur. Suyun dili var. Bazen koşar, bazen dinlenir. Önce dinle.” Hepsi susup eğildiler. Biraz ilerden hafif bir şırıltı, sonra kıkırdayan bir ses, sonra da uzun bir iç çekiş duydular. Umur, “Başta gülüyor, ortada duruyor, sonda üzümlü tatlı gibi iç çekiyor,” dedi. “Bu, yolunda bir karışıklık olabilir.” Umur onlara bir oyun öğretti: Bir yaprağı suya bırakıp hangi hızla gittiğini saymak. “On kalp atışı say,” dedi. “Yaprak hızlanırsa yol açık, yavaşlarsa yol dar.”

Prens Mavi ve Renk Irmağı Merak Cesaret ve Birlik Masalı - 4

Yaprağı bıraktılar, Prens Mavi kalbini dinledi. “Bir, iki, üç...” Yaprak kıvrımda yavaşladı. “Burada bir sorun başlamış,” dedi Prens Mavi. Not defterine “Kıvrımda yavaşlık” diye yazdı.
Biraz daha ilerleyince, rüzgarla gülüşen bir peri belirdi. Saçları sazlardan, elbisesi bulutlardan yapılmıştı. “Ben Yel Perisi Cevriye,” dedi. “Rüzgarım var, yolun da. Ama önce bilmece isterim. Bildin mi, hediye ederim.”
Prens Mavi neşeyle başını salladı. Cevriye gülümsedi. “Kanadım yok ama uçarım. Sesim yok ama şarkı söylerim. Bazen saçları karıştırır, bazen yelkenleri doldururum. Ben neyim?” Pıtır minik kulaklarını titretti. “Rüzgar!” diye cıvıldadı. “Doğru,” dedi Cevriye ve başka bir bilmece sordu: “Gölgesiz yürürüm, dokunmam ama ısıtırım, rengi yoktur ama renkleri doğururum.” Prens Mavi parmaklarını güneşe uzattı. “Işık!” Cevriye alkışladı. “Son bir bilmece: Üzerimde gezersin, yerdeki yolu bulursun, yamuk olursam kaybolursun.” “Harita,” dedi Prens Mavi. Cevriye sırtındaki ışıltılı bir ipeği çıkardı. “Al. Bu rüzgar ipliği. Engellere yaklaşınca titrer. Yakınında saklanan yoldaşlarımı da çağırır. ‘Püf’ diye üfle, yön gösterir.”

Prens Mavi ve Renk Irmağı Merak Cesaret ve Birlik Masalı - 5

Orman derinleştikçe, kuşlar daha dikkatli ötüyor, yapraklar daha sessiz hışırdıyordu. Irmağın kıyısı daraldı, su ağırlaştı. Rüzgar ipliği Prens Mavi’nin elinde hafif hafif titredi. Pıtır, “Pıt pıt pıt...” diye mırıldandı. Derken bir kıvrımda durup baktıklarında, suyun üzerinde dallar, yapraklar ve bir değirmen tekerleği birbirine dolanmıştı. Tekerlek, muhtemelen geçen fırtınada yerinden çıkmış ve burada sıkışmıştı. Arkasına rüzgarla sürüklenen dallar birikmiş, küçük taşlar tıkanıklığı büyütmüştü. Su, bu engelin önünde çırpınıyor, renkli ışıltılar suyun dibinde hapsolmuş gibi kıpırdanıyordu.
Prens Mavi, “İşte tıkanıklık,” dedi. “Ama dikkatli olmalıyız.” Tam o sırada, suyun içinden gümüş pullu küçük bir balık başını çıkarıp “Pırıltı!” diye seslendi. “Yumurtalarımız var. Su birdenbire akarsa zarar görür.” Prens Mavi diz çöktü. “Merhaba Pırıltı. Söz veriyorum, dikkat edeceğiz. Önce plan yapacağız.”
Üç Soru Kuralı’nı hatırladı. “Ne oldu?” Tekerlek sıkışmış, dallar birikmişti. “Neye ihtiyacımız var?” Güvenli bir şekilde küçük kanallar açmak, suyu yavaş yavaş akıtmak ve balıkların yuvalarını korumak gerekiyordu. “Nasıl yardım isteyebilirim?” Kasabadaki ustalardan, komşulardan.

Prens Mavi ve Renk Irmağı Merak Cesaret ve Birlik Masalı - 6

Rüzgar ipliği ile Cevriye’yi çağırdı. “Püf!” Cevriye esip köye haber taşıdı. Az sonra Usta Saatçi Lale, Bahçıvan Sema, Fırıncı Süreyya, Ressam Zeki, Çoban Ayaz, Öğretmen Eylül, iki değirmenci ve birkaç çocuk, aletleriyle geldiler. Herkes gözlerini parlatmıştı. Prens Mavi, “Herkesin işi farklı,” dedi. “Birlikte yapacağız.”
Öğretmen Eylül, çocuklarla çevredeki taşların büyüklüğünü saydı, küçük taşları bir sepete topladı. “Beş küçük taş, iki orta taş,” diye ritim tuttu. Çoban Ayaz, ipleri düğümleyip güvenli bir şekilde tekerleğe bağladı. Lale Hanım, saat tamircisi olduğu için minik parçaları özenle hareket ettirmeyi biliyordu dal ve yaprakların nasıl sıkıştığını dikkatle inceledi. Bahçıvan Sema, suyun akabileceği küçük kanallar açmak için sopayla çizgiler çizdi. “Önce soldan ince bir yol,” dedi. Ressam Zeki, balık yuvalarını işaretlemek için küçük renkli taşlar koydu. “Burası yuva, dokunma,” diye fısıldadı.
Prens Mavi, “Bir, iki, üç!” dedi ve herkes birlikte çalışmaya başladı. Pıtır, “Pıtır pıtır” ses çıkararak küçük yaprakları topladı. Su, açılan ince kanaldan yavaşça akmaya başladı. Balık Pırıltı, “Oh!” diye derin bir nefes aldı. “Yumurtalar güvende.” Değirmenciler, tekerleği gevşetmek için ipleri senkronize çekti. Lale Hanım saydı: “Çek, bekle, dinle. Çek, bekle, dinle.” Hep birlikte ölçülü hareket edince tekerlek, “lok” diye hafifçe yerinden oynadı. Rüzgar ipliği titremeyi kesti, sanki “Aferin!” dedi.

Prens Mavi ve Renk Irmağı Merak Cesaret ve Birlik Masalı - 7

Tıkanıklık yavaş yavaş çözüldü. Su, önce usulca, sonra cıvıldayarak aktı. Irmağın yüzeyinde minik ışık tanecikleri dans etmeye başladı. Pıtır, “Bak Mavi!” diye cıvıldadı. “Renk tozları!” Su, ışıkla buluşur buluşmaz, içinde saklanan renkler kıpır kıpır uyandı. Yine de renkler tam olarak eski parlaklığına dönmemişti. Sanki bir şey daha gerekiyordu.
O anda Umur Kaplumbağa yavaş adımlarla geldi. “Suyun yolu açıldı. Şimdi ışığın yolu.” Rauf Dede’nin sözleri Prens Mavi’nin aklına geldi: “Işık renkleri uyandırır.” Irmağın kıyısında, yosun tutmuş küçük, pütürlü bir taş parlıyordu. Bahçıvan Sema, “Bu Gökkuşağı Taşı,” dedi. “Güneşin altında durunca ışığı kırar, renklere ayırır. Fırtınada düşmüş, gölgeye saklanmış olmalı.”
Prens Mavi taşı dikkatle aldı. Elinde tutunca minik kıvılcımlar çevresine saçıldı. “Taşı güneşe taşımamız gerek,” dedi. Çocuklar bir zincir oldu, taş elden ele nazikçe ilerledi. Onu ırmağın kıyısındaki açık bir düzlüğe, küçük bir taş kaidenin üzerine yerleştirdiler. Güneş tam o sırada bulutların arasından güldü. Işık, Gökkuşağı Taşı’nın içinden dans ederek geçti ve suyun yüzeyine düştü. Bir anda ırmak, sanki gökkuşağının gülüşünü giydi. Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, mor… Renkler birbirine karışmadan yan yana uzandı, tarlalara, evlere, uçurtmalara sıçradı.

Prens Mavi ve Renk Irmağı Merak Cesaret ve Birlik Masalı - 8

Köyde bir sevinç dalgası yükseldi. Fırıncı Süreyya, renkli çöreklerini ücretsiz dağıttı. Ressam Zeki, “İşte paletim geri geldi!” diye bağırdı. Bahçıvan Sema’nın çiçekleri başlarını kaldırdı, arılar “vız vız” şarkısına başladı. Balık Pırıltı, suyun içinde minik daireler çizdi, “Teşekkürler!” diye parlattı.
Prens Mavi herkesin elini teker teker sıktı. “Bunu birlikte başardık. Sorduğumuz sorular, dinlediğimiz sesler ve nazik hareketler sayesinde.” Rauf Dede, omzuna hafifçe dokundu. “Gerçek öğrenme budur,” dedi. “Merak etmek, denemek, dinlemek ve paylaşmak.”
O günün akşamı “Renk Günü” biraz erken kutlandı. Ama bu kez şölende yeni bir oyun vardı. Prens Mavi, herkesle birlikte “Üç Soru Kuralı”nı ritimle söyledi: “Ne oldu? Neye ihtiyacın var? Nasıl yardımcı olabilirim?” Çocuklar bu soruları bir yere yazsın diye, şato avlusunda küçük bir köşe açıldı. Adına “Merak Köşesi” dediler. Her çocuk oraya bir not bırakabiliyordu. Kimi, “Kuşlar neden V şeklinde uçar?” diye soruyor, kimi de “Toprağın kokusu yağmurda neden değişir?” diye merak ediyordu. Öğretmen Eylül, “Her hafta bir merakı birlikte araştıracağız,” dedi.

Prens Mavi ve Renk Irmağı Merak Cesaret ve Birlik Masalı - 9

Prens Mavi, yatağına uzandığında Pıtır yanına kıvrıldı. “Bugün ne öğrendik?” diye sordu Pıtır. Prens Mavi gülümsedi. “Renkler ışıkla uyanır. Su dinlenmek ister. Plan yapınca zor işler kolaylaşır. Herkesin yardımı değerlidir. Bir de… bazen cevaplar kitaplarda, bazen rüzgarın fısıltısında, bazen bir kaplumbağanın sabrında saklıdır.”
Ertesi gün, Prens Mavi şatonun duvarına küçük bir çizim astı. Renk Irmağı’nın kıvrımları, tıkanıklığın yeri, açılan küçük kanallar ve Gökkuşağı Taşı’nın yeni evi… Altına da şu cümleyi yazdı: “Birlikte, dikkatle, sevgiyle.” Lale Hanım saatlerini, suyun yeni şarkısına göre ayarladı. Bahçıvan Sema, taş kaidenin etrafına “Işıksever” çiçekler dikti. Cevriye, bulutları gereğinden fazla ağlatmaması için rüzgar arkadaşlarını uyardı. Umur Kaplumbağa, “Her gün biraz yürü, biraz düşün,” diyerek minik bir gezi kulübü kurdu.
Bazen yine fırtınalar olur, yapraklar düşerdi. Ama artık herkes ne yapacağını biliyordu. Önce nefes almak, sonra dinlemek, birlikte plan yapmak… Çocuklar, “Biz de yardım edebiliriz,” diye gönüllü oldular. Prens Mavi, onlara büyüteçle karıncaların yollarını gösterdi, “Bakın, onlar da yollarını açarken birbirlerine dokunmadan saygıyla geçiyorlar,” dedi.

Prens Mavi ve Renk Irmağı Merak Cesaret ve Birlik Masalı - 10

O yaz, gökyüzü sanki daha mavi, akşamlar sanki daha narin turuncuydu. Uçurtmalar, Renk Irmağı’nın üzerinden geçerken küçük gölgeler bırakıyor, o gölgeler bile neşeyle dans ediyordu. Bir gün Pıtır, “Mavi,” dedi, “renkler neden bu kadar güzel?” Prens Mavi gözlerini kısıp ırmağa baktı. “Çünkü herkes elinden gelenin en iyisini yaptı,” dedi. “Renklerin en güzel yanı, paylaşınca çoğalmalarıdır.”
Masal burada bitmiyor aslında, çünkü merak bitmiyor. Ama o gece, şatonun penceresinden içeri giren rüzgar ipliği hafifçe tıngırdadı, Pıtır sıcak bir esneme eşliğinde yuvarlandı ve Prens Mavi gözlerini kapadı. Dışarıda Renk Irmağı şarkısını söylüyor, Gökkuşağı Taşı yıldızlara göz kırpıyordu. Her şey yerli yerindeydi. Ve ülkenin küçük prensi, ertesi günün sorularını düşleyerek mutlu bir uykuya daldı. Çünkü o artık biliyordu: Gerçek cesaret, nazik olmak ve soru sormaktan geçer gerçek güç, birlikte olmaktan. Ve renkler, her sabah yeniden doğar, eğer onları sevgiyle çağırırsan.

Mobil uygulama indir
Ücretsiz Store'da Sınırsız Eğlence! 🌟

Hem iOS hem de Android için birbirinden eğlenceli oyunlar ve büyüleyici masallar sizi bekliyor! Hemen keşfedin, eğlenceye katılın! 📱🎮📚