Haydi, büyülü dünyamıza adım atalım. Masalımız şimdi başlıyor...
Bir varmış, bir yokmuş. Üç kardeşe sahip olan Minikçe, Boncuk ve Candaş adında üç güzel çocuk yaşarmış. Bu üç kardeş birbirine çok bağlıydı. Her akşam, anneleri Gülistan onlara masal anlatırdı. Ancak bir gün, anneleri iş seyahatine çıkmak zorunda kalmıştı ve çocuklar masalsız kalmıştı.
Minikçe, Boncuk ve Candaş çok üzgündü. O gece yataklarına giderken, üzgün olduklarından uyuyamadılar. Birden, odalarının kapısı yumuşak bir şekilde açıldı. Tüylü, beyaz bir tavşan içeri girdi. Tavşan, "Merhaba çocuklar! Ben Pamuk, hayallerinizi gerçekleştirebilecek bir tavşanım. Size masal anlatabilir miyim?" dedi. Minikçe, Boncuk ve Candaş sevinçle kabul ettiler.
Pamuk, çocuklara, "Bugün size aile masalları anlatacağım. Çünkü aile, en kıymetli hazinedir." dedi. İlk masal şöyle başladı...
Bir varmış, çok mutlu bir aile yaşarmış. Baba Aydın, anne Ela ve minik oğulları Can. Her akşam yemek masasında bir araya gelirler, günlerini birbirine anlatır, bol bol gülerlerdi. Bir gün, hava çok kapalıydı ve aile evde sıkışıp kalmıştı. Baba Aydın, "Gelin, bir maceraya çıkalım!" dedi. Anne Ela ve oğlu Can da heyecanla kabul ettiler.
Aile, ormanda keşfe çıktı. Bir yol ayrımına geldiklerinde, üçü de hangi yolu seçecekleri konusunda kararsız kaldı. O sırada, karşılarına büyük bir ağacın altında yaşlı bir kurt çıktı. Kurt, çocuklara, "Yanlış olanı seçtiğinizde bile bir ders alırsınız, bu da sizi daha da büyütür." dedi ve soluk soluğa koşarak oradan uzaklaştı.
Aile, bu sözlerle cesaretlenerek yoluna devam etti. Sonunda, masal gibi bir meyve bahçesine ulaştılar. İçerisinde en tatlı ve renkli meyveler vardı. Aile, doya doya meyveleri yedi, birbirlerine meyve uzattı ve büyük bir mutluluk içinde dans ettiler.
Yorgun bir şekilde eve döndüklerinde, Can, "Bugün kardeş olduk, birbirimize yardım ettik ve eğlenceli bir macera yaşadık. Bunu bir dahaki sefere tekrar yapmalıyız!" dedi ve diğerleri de ona katıldı.
Pamuk, masalını tamamladığında Minikçe, Boncuk ve Candaş çok mutlu olmuştu. Masal sayesinde ailenin önemini daha iyi anlamışlardı. Pamuk, "Eğer ailenizle bir arada olduğunuzda, birlikte keyifli vakit geçirirken, sevgi ve yardımlaşma duygularını paylaşırsanız, her zaman mutlu olursunuz" dedi.
Ertesi sabah, anneleri Gülistan eve döndü. Minikçe, Boncuk ve Candaş, tüm masalı ona anlattılar ve Pamuk sayesinde ailelerinin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattılar. O gün, aile masalları anlatma geleneği başlamış oldu ve Minikçe, Boncuk ve Candaş yaşamları boyunca hep birbirlerine masallar anlatarak büyüdüler.
Ve o günden sonra, Minikçe, Boncuk, Candaş ve aileleri her akşam yemek masasında bir araya gelir, sevgi dolu hikayelerle geçen güzel anlar yaşarlar. Onlar birbirine çok bağlıdır ve hep birlikte mutlu bir şekilde yaşarlar.
Ve böylece, Minikçe, Boncuk ve Candaş'ın aile masalları dolu mutlu bir sonla bitmiş oldu.
