

Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde, küçük bir kasabanın kenarında, sevgi dolu yüreğiyle herkesin gönlünde taht kuran Ali adında bir çocuk yaşarmış. Ali, etrafına neşe saçan, meraklı ve yardımsever bir çocukmuş. En çok da, anne ve babasının anlattığı hikayeleri dinlemeyi, Allah’ın yarattığı güzellik ve mucizeleri keşfetmeyi severmiş. Her akşam, yıldızlı gökyüzüne bakar, dualar eder ve sevgiyle kalbini Allah’a açarmış. Kasabanın minik camisi, Ali için sadece bir ibadet yeri değil, aynı zamanda kalplerin bir araya gelip iyilik ve merhametin paylaşıldığı sihirli bir yerdi.
Bir gün, Ali camiye giderken, yol kenarında parıldayan ufak bir ışık fark etmiş. Bu ışık, sanki Allah’ın yarattığı en güzel mucizelerden biriymiş gibi bana doğru nazlı nazlı süzülüyormuş. Ali, merakına yenik düşerek ışığın peşine düşmüş. Küçücük adımlarla, taşlı patikaları aşarak, ormanın derinliklerine doğru yürümüş. Yol boyunca, ağaçların arasından süzülen güneş ışıkları, ince ince dans ederken, küçük kuşlar cıvıldayarak neşeyle uçuşuyormuş. O gün, doğanın bütün renkleri, Ali’ye Allah’ın kudretini ve yaratıcılığını anlatan bir resim çizer gibi etrafını sarmış.

Ormanın içlerine vardığında, Ali kendini bambaşka bir dünyanın kapılarında bulmuş. Önünde, gökkuşağına benzeyen, pırıl pırıl ışık saçan küçük bir havuz varmış. Havuzun kenarında, zarif ve ince görünümlü beyaz bir güvercin oturuyormuş. Güvercin, sanki huzurun ve umudun sembolüymüş gibi sakince Ali’ye bakıyormuş. O an Ali’nin yüreğinde sıcak bir his belirmiş sanki bu güzel yaratık, Allah’ın lütfunun ve merhametinin bir habercisiydi. Güvercin, kanatlarını hafifçe çırparak, minik bir kıpırtıyla havuzun suyu üzerine doğru uçmuş. Su yüzeyi, dalgalar halinde yayılan yansımalardan, sanki evrenin sırlarını fısıldarmışçasına değişmiş.

Ali, güvercinin etrafında gezinmeye başlamış. Birdenbire, suyun dibinde parlayan minik bir taşı fark etmiş taşın üzerinde, “Sabır, sevgi, ve iyilik” yazılı küçük simgeler varmış. Güvercinin sesini duyar gibi olmuş: “Ey Ali, Allah’ın sevgisiyle dolu kalbinde sabır ve iyilik yeşerir. İşte sen de, her şeyde Allah’ın izini görmeyi öğrenmelisin.” Bu söz, Ali’nin kulağına sanki rüzgarın fısıltısı gibi gelmiş yüreğine derin bir huzur ve bilgelik dolmuş. O andan itibaren, Ali hayatındaki her adımda karşılaştığı zorluklara sabırla yaklaşmayı, sevdiklerine karşı daima merhametli olmayı ve her işinde Allah’a şükretmeyi kendine ilke edinmiş.

Ormandaki bu sıradanüstü olay, Ali’ye yalnızca doğanın güzelliğini değil, aynı zamanda İslam’ın öğrettiği temel değerleri de anlatmış. Allah’ın yarattığı her şey, birbirine bağlıymış. İnsanların birbirine olan sevgisi, yardımlaşması, hoşgörüsü ve ortak dua etme kültürü, tıpkı bu ormandaki renklerin ve ışıkların uyumu gibiymiş. Ali, o günden sonra, kasabadaki diğer çocuklarla da öğrettiği sabrı, sevgiyi ve iyiliği paylaşmanın önemini anlatmaya başlamış. Her akşam, sokağa çıkıp, yaşlı komşularına yardım eder, sokaklarda oynayan küçük kardeşlerine güler yüzle yaklaşırmış.

Zaman geçtikçe Ali, kasabanın en bilge çocuklarından biri olarak anılır olmuş. Arkadaşları ona sormuş: “Ali, nasıl bu kadar sabırlı, nasıl bu kadar sevgi dolu olabiliyoruz?” Ali gülümseyerek cevap vermiş: “İslam bize, sabır, iyilik, paylaşma ve dua etmenin ne kadar kıymetli olduğunu gösteriyor. Her gün Allah’ın bize sunduğu nimetlere şükretmeyi unutmayın. Tıpkı doğadaki her canlının birbirine olan bağlılığı gibi, biz de birbirimize destek olmalıyız.”

Bir gün, kasabaya büyük bir fırtına yaklaşmış. Rüzgar şiddetle esiyor, yağmur damlaları usul usul camileri vurmaya başlamış. Kasaba halkı, korkuyla evlerine çekilmişken, Ali’nin aklına hemen o ormandaki güvercinin sözleri gelmiş. “Allah’ın rahmeti, her zorluğun ardından mutlaka gelir.” Bu düşünceyle Ali, yüreğindeki inancın ve duanın gücüyle, evin kapısını açıp dışarı çıkmış. Fırtınanın ortasında, yağmur altında yürürken, kalbinde huzurun ve umut ışığının yine parladığını hissetmiş. Komşularını, yaşlıları, küçükleri yanına toplayarak, hep birlikte dua etmişler. Ali’nin önderliğinde okunan dualar, sanki gökyüzüne ulaşan umut dolu bir ilahiydi. Fırtına yavaş yavaş dinmiş, yerini gökkuşağının renklerine ve temiz havanın serinliğine bırakmış. Kasaba halkı birbirine sarılmış, gözlerinde sevinç ve minnet gözyaşları akıtmış, çünkü Allah’ın inayetiyle, zorlukların da üstesinden gelebileceklerine inanmışlardı.

O günden sonra, Ali’nin hikayesi, kasabanın en yaşlılarından en küçüğüne kadar dilden dile dolaşan bir masala dönüşmüş. İnsanlar, Ali’nin sabrını, sevgisini ve Allah’a olan bağlılığını örnek alarak, her anı daha iyi, daha huzurlu yaşamaya çalışmışlar. Küçük Ali ise yıllar geçse de içindeki o çocukluk masalını ve ormanda edindiği o sihirli anıyı hiç unutmamış. Her gece uyumadan önce, yıldızlara bakar, minnettarlık dolu dualar eder ve kalbinde sessizce, “Allah’ım, senin yarattığın bu güzellikleri bizlere her daim bahşeyle,” dermiş.

Ve böylece, Ali’nin masalı, iyiliğin, sabrın ve sevginin gücünü anlatan, gönüllerde umut çiçekleri açtıran güzel bir hikaye olarak nesilden nesile aktarılmış. Küçük kasabanın sokaklarında, her adımda, her selamlamada, Allah’ın rahmetini, birlik ve beraberlik içinde olmanın güzelliğini hissettirmiş. Her çocuk büyüdükçe, Ali’nin masalını hatırlamış duaların, sevgilerin ve paylaştıkça çoğalan iyiliklerin hayatı ne kadar aydınlık hale getirdiğini anlamış. Böylece, hem bireylerin kalbinde hem de kasabanın sokaklarında, Allah’ın rahmetine dair inanç, her zorlukta, her sevinçte, sonsuza dek canlı kalmış.

Masalın sonunda, Allah’ın sevgisiyle büyüyen, iyiliği, sabrı ve umudu paylaşan tüm insanlar, her düştüklerinde yeniden ayağa kalkar, el ele vererek, bir ailenin sıcaklığını yaşarlarmış. Ali’nin hikayesi ise, tıpkı ormandaki o sihirli ışığın ve güvercinin anısı gibi, hep yüreklerde parlayan bir umut ışığı olarak sonsuza dek yaşamış.

İşte böyle, küçük dostum hayatında karşına çıkacak her zorlukta, Ali’nin ormandaki macerasını, o sihirli havuzun ve güvercinin sana fısıldadığı sabrı, sevgiyi ve iyiliği hatırla. Çünkü Allah’ın yarattığı her şey, birbirine bağlıdır ve en büyük güç, kalplerimizde saklı olan inanç ve sevgiyle gelir. Mutlu, huzurlu günlerin, paylaşılan duaların ve bitmeyen sevgilerin olsun.
Arkadaşlarınla Paylaş