Bir zamanlar, güzel bir ülkede prenses Elif yaşarmış. Elif'in sahip olduğu masal kitaplarından sayfaları dalgalanan bir rüzgar, o gece büyülü bir periyi prensese hediye olarak göndermiş. Peri, adını Mavişoyan koymuş. Mavişoyan, Elif'in en iyi arkadaşı olmuş ve her gece Elif'e masal anlatmaya gelirmiş.
Bir akşam, Mavişoyan Elif'in yatağının başucunun üzerinde belirince Elif çok mutlu olmuş. Mavişoyan hemen masalına başlamış. "Bir zamanlar, büyülü bir ormanda, prenses Aslı yaşardı. Aslı, ormanda yaşayan tüm hayvanlarla dost olmuştu. Kuşlar, tavşanlar ve sincaplar onunla konuşurdu."
Elif, prensesin maceralarını hayal etmeye başlamış. O an kendini prenses Aslı gibi hissetmişti. Mavişoyan devam etmiş, "Bir gün, Aslı ormanda kaybolmuştu. Tüm hayvanlar onu aramaya karar vermişler. Uzun bir arama sonucunda Aslı'yı buldular ve onu büyük bir kötülükten kurtarmışlardı."
Prenses Elif, masalın sonunu merak ediyordu. Mavişoyan, ellerini çırptı ve muzip bir şekilde gülümsedi. "Sonunda, prenses Aslı, ormanın prensiyle tanışmış ve birbirlerine aşık olmuşlardı. Kötülüklerin üstesinden gelmişler ve sihirli bir düğünle evlenip, masal gibi bir hayat sürmüşlerdi."
Elif, masalın sonu mutlu bittiği için çok sevinmişti. Mavişoyan'a teşekkür etti ve uzun bir öpücük kondurduktan sonra uyuyakalmıştı. Ertesi sabah, Elif uyanınca gözlerine inanamadı. Odasının etrafını peri tozları sarmış ve masal kitaplarına bakan gözlerle karşı karşıya kalmıştı.
Tüm gün boyunca Elif, masal kitapları ile masal dünyasında yolculuk yaptı. Artık Mavişoyan'a masal anlatma sırası ona gelmişti. O da diğer çocuklara prenses Aslı'nın maceralarını anlatma fırsatı buldu.
Elif ve Mavişoyan'ın dostlukları sonsuza kadar sürecekti ve prenses masalları, her gece onları daha da büyülü bir dünyaya götürecekti.
