Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde temizliğin pek de önemli görülmediği bir köy varmış. Bu köyde çocuklar oyun oynamayı çok severmiş ama ne yazık ki temizlik hakkında pek bir şey bilmezlermiş. Ellerini yıkamadan yemek yerler, dışarıda oynadıktan sonra üstlerini temizlemezler ve her şeyin kirli olmasına aldırış etmezlermiş. Ama içlerinde bir çocuk varmış ki, o temizliği çok severmiş. Adı Defne’ymiş. Defne, her zaman temiz ve düzenli olmanın ne kadar önemli olduğunu bilirmiş, çünkü ona annesi sürekli bunu öğretirmiş.
Bir gün Defne, köydeki arkadaşlarıyla birlikte büyük bir maceraya atılmak istemiş. "Haydi arkadaşlar! Ormanda büyük bir oyun oynayalım. Saklambaç, körebe, ip atlama... Hepsini yapabiliriz!" demiş neşeyle. Arkadaşları bu fikri çok beğenmişler ve hemen ormana gitmeye karar vermişler. Orman, oyun oynamak için harika bir yerdi; ağaçlar, çimenler, kuş sesleriyle dolu huzurlu bir ortamdı.
Ancak, çocuklar oyun oynarken hiç dikkat etmezlermiş. Çamura basmışlar, ellerini kirletmişler, üstleri başları tamamen kir içinde kalmış. Defne ise oyun sırasında bile dikkatliymiş. Elleri kirlendiğinde hemen yanındaki küçük su birikintisinde ellerini yıkamış, üstünü başını temiz tutmaya çalışmış. Arkadaşları ona gülmüşler. “Defne, neden sürekli temizleniyorsun? Oynuyoruz işte, kirlenmek de oyunun bir parçası!” demişler.
Defne arkadaşlarına gülümseyerek cevap vermiş: “Evet, kirlenmek bazen oyunun bir parçası olabilir, ama temiz olmak sağlıklı kalmak için çok önemli. Eğer temiz olmazsak, hasta olabiliriz.”
Ancak arkadaşları onun bu uyarılarına kulak asmamış. Çamurda yuvarlanmaya, ağaçlara tırmanmaya ve ellerini yüzlerini iyice kirletmeye devam etmişler. Günün sonunda eve dönerken çocuklar yorgun ama çok mutluymuş. Fakat hiçbiri temizlenmek için çaba göstermemiş. Defne ise eve döner dönmez ellerini yıkamış, kıyafetlerini değiştirip banyoya gitmiş.
Ertesi sabah, köyde bir tuhaflık olmuş. Defne dışarı çıktığında arkadaşlarının hiçbiri dışarıda değilmiş. Nereye gitmiş olabileceklerini düşünürken kapısının önünde duran küçük arkadaşı Ali’yi görmüş. Ali, biraz hasta görünüyormuş. Burnu akıyor, gözleri kızarmış. “Ali, iyi misin?” diye sormuş Defne endişeyle.
Ali üzgün bir sesle cevap vermiş: “Dün o kadar çok kirlendik ki sanırım hasta oldum. Sadece ben de değilim, diğer arkadaşlarımız da hasta oldu. Kimse dışarı çıkamıyor.”
Defne bu duruma çok üzülmüş ama arkadaşlarının neden hasta olduklarını hemen anlamış. “Ali,” demiş, “ellerimizi ve vücudumuzu temiz tutmadığımızda mikroplar vücudumuza girer ve hasta oluruz. Temizlik, bizi hastalıklardan korur.”
Ali başını sallamış ve üzüntüyle “Keşke senin gibi temiz kalsaydık. Dün hiçbirimiz ellerimizi yıkamadık, üstümüz başımız kir içinde kaldı. Şimdi hepimiz hasta olduk,” demiş.
Defne, Ali’ye nasıl yardım edebileceğini düşünmüş. “Merak etme Ali,” demiş. “Ben size nasıl iyileşeceğinizi ve bir daha hastalanmamanız için ne yapmanız gerektiğini göstereceğim.”
Defne, evde annesinin ona öğrettiği tüm temizlik sırlarını arkadaşlarıyla paylaşmaya karar vermiş. Önce Ali’ye bol su içmesini ve dinlenmesini söylemiş. Ardından köydeki diğer arkadaşlarının evlerine gitmiş. Hepsi aynı durumda, hasta ve yorgun yatıyorlarmış. Defne, onları temizliğin önemini anlamaları için harekete geçirmiş.
Ertesi gün, Defne arkadaşlarını dışarıda toplamak için bir plan yapmış. Hepsi iyileştikten sonra köy meydanında buluşacaklarmış ve Defne onlara temizlikle ilgili bazı önemli şeyler anlatacakmış. Günler geçtikçe arkadaşları iyileşmeye başlamış. Ali, Zeynep, Ege ve diğer çocuklar Defne’nin söylediklerine uymuş, bol su içip dinlenmişler.
Nihayet büyük gün gelmiş ve hepsi köy meydanında toplanmışlar. Defne, bir konuşma yapmaya başlamış: “Arkadaşlar, dün hepiniz hastalandınız çünkü temizlik kurallarına uymadınız. Ellerimizi yıkamak, giysilerimizi temiz tutmak, dişlerimizi fırçalamak ve banyo yapmak sadece bizi temiz tutmaz, aynı zamanda hastalıklardan da korur. Mikroplar kirli yerlerde yaşar ve onlar vücudumuza girdiğinde hasta oluruz.”
Ali, Defne’nin söylediklerini onaylamış: “Evet, ben de Defne’yi dinlemediğim için hasta oldum. Ama artık temizliğin ne kadar önemli olduğunu anladım. Bundan sonra hep temiz olacağım!”
Diğer çocuklar da Defne’nin sözlerini dinlemiş ve hepsi temiz olma konusunda Defne’ye söz vermişler. Bundan sonra oyun oynadıktan sonra ellerini yıkayacaklarına, kirli kıyafetlerini hemen değiştireceklerine ve her gün banyo yapacaklarına söz vermişler.
Defne, arkadaşlarının bu sözlerini duyunca çok mutlu olmuş. Artık köyde kimse temizlikten kaçınmayacak, herkes sağlıklı ve temiz bir şekilde yaşayacakmış. Günler geçtikçe köydeki çocuklar daha da sağlıklı olmuş. Hastalıklar azalmış, herkes kendini daha enerjik ve mutlu hissetmiş.
Bir gün köyde büyük bir festival düzenlenmiş. Festivalde herkes temizlik hakkında öğrendiklerini konuşmuş. Defne’nin liderliğinde, çocuklar sahneye çıkıp temizlikle ilgili şarkılar söylemişler, oyunlar oynamışlar. Herkes onlarla gurur duymuş. Festival sonunda köy halkı, temizliğin ne kadar önemli olduğunu anlamış ve bu konuda daha dikkatli olmaya başlamış.
Artık köyde her sabah herkes elini yüzünü yıkar, dişlerini fırçalar ve temiz kıyafetler giyermiş. Çocuklar oyun oynadıktan sonra ellerini yıkamayı ve temizlenmeyi unutmuyormuş. Köyde hastalıklar da azalmış, herkes daha mutlu ve sağlıklı yaşamaya başlamış.
Ve Defne, temizliğin önemini herkese öğrettiği için çok gururluymuş. O artık sadece köydeki çocukların değil, bütün köy halkının sevdiği ve örnek aldığı bir kahramanmış. Herkes ona teşekkür etmiş ve onun sayesinde köyde daha mutlu, daha sağlıklı bir yaşam başlamış.
Böylece köyde temizliğin önemini öğrenen çocuklar ve büyükler, mutlu ve sağlıklı bir şekilde yaşamaya devam etmişler. Ve masal burada mutlu bir sonla bitmiş.
Arkadaşlarınla Paylaş