Haydi, büyülü dünyamıza adım atalım. Masalımız şimdi başlıyor...
Bir varmış, bir yokmuş. Ormanda Canan adında bir tavşan yaşarmış. Canan oldukça meraklı ve zeki bir tavşandı. Bir gün, ormanda kaybolan bir kedi bulmuş. Kedinin adı Boncukmuş. Boncuk çok korkmuş ve aç olduğunu söylemiş. Canan, Boncuk'a yardım etmek istemiş ve onu kendi evine götürmüş.
Canan ve Boncuk bir süre beraber yaşamışlar. Bir gün, ormanda bir yılanın izini sürmeye çıkmışlar. Yılanın izlerini takip ederken, ormanda kaybolmuşlar. Bir mağarada kendilerini bulmuşlar. Mağarada türlü türlü ilginç hayvanlar yaşarmış. Canan ve Boncuk, mağaranın içindeki hayvanlarla konuşmaya başlamışlar.
Derken, mağarada yaşayan tavuklar onlara tüylerinin büyüklüğü sayesinde uçabildiklerini göstermişler. Canan ve Boncuk çok şaşırmışlar. O günden sonra, Canan ve Boncuk da uçmayı öğrenmişler. İkisi, ormanda uçmanın keyfini sürmeye başlamışlar.
Bir gün ormanda bir yangın çıkmış. Diğer hayvanlar yangına yakalanmamak için ormanın dışına çıkmayı başarmışlar. Ancak, Canan ve Boncuk uçmakta zorlanmışlar. Her yer alevlerle dolmuş, gökyüzü de dumandan kara kara görünüyormuş.
Canan ve Boncuk, kendilerini gözlerini hüzünle süzdüren tilki Fıstık'ın yanına gitmişler. Fıstık onlara, yangın sırasında yerde saklanmaları gerektiğini söylemiş. Canan ve Boncuk, Fıstık'ın tavsiyesini dinleyerek hızla yere inmişler ve yangından kurtulmayı başarmışlar.
Yangın sona erdiğinde, orman birbirine dönmüş gibi görünüyormuş. İşte o zaman Canan ve Boncuk, diğer hayvanlara yangında nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlatmışlar. Ve bundan sonra, ormanda birlikte yaşayan tüm hayvanlar yangına karşı kendilerini korumak için uçmak yerine Fıstık'ın tavsiyesini uygulamışlar.
Böylece, ormandaki tüm hayvanlar güvende hissetmeye başlamışlar. Canan ve Boncuk da mutluluktan ne yapacaklarını şaşırmışlar. Artık ormanda yeni bir hayatları başlamış ve birlikte birçok macera yaşamaya devam etmişler.
